Gömlekli, tedavi sürecine başladığında, kemoterapi ve radyoterapi ile zorlu bir mücadeleye girişti. Ancak, erken tanı ve düzenli tedavi sayesinde kanseri yenmeyi başardı. O günleri geride bıraktığında, yaşadığı duygusal çalkantıları şöyle anlatıyor:
* Kanser kelimesinin etkisi: “Kanser kelimesini duyduğumda, bir anda dünyam başıma yıkılmış gibi hissettim. İlk etapta hastalığı kabullenmekte zorlandım.”
* Kendini sorgulama: “Hastalığın nedenini, nerede hata yaptığımı sorguladım. 42 yaşındaydım, küçük bir çocuğum ve üniversitede okuyan bir oğlum vardı. Hayata çok pozitif bakıyordum, ama bu süreç beni altüst etti.”
* Yakınların desteği: “Kabullenme sürecinden sonra ailem ve arkadaşlarımın verdiği destekle birlikte tedavi sürecine başladım.”
Tedavi, yaklaşık bir yıl sürdü. Gömlekli, tedavi sürecinde yaşadıklarını detaylandırarak şunları ekliyor:
* Kemoterapi süreci: “Karamsarlıkları üzerimden attıktan sonra, ‘erken evrede tedavi olabilirim’ düşüncesiyle kemoterapi sürecine girdim. Toplamda 5 doz kemoterapi aldım, ardından 1 ay boyunca radyoterapi tedavisi gördüm.”
* İlk kontrol sonuçları: “Tedavi sürecinin ardından ilk kontrollerimde, vücudumda hiçbir kanser hücresine rastlanmadı. Bu, benim için büyük bir sevinç kaynağıydı.”
Gömlekli, tedavi sürecinin en zorlu yanının moral bozukluğu olduğunu ifade ediyor. Ancak, kendisinin bu zorlu dönemde asla moralini bozmadığını vurguluyor:
* Beslenme ve moral: “Düzenli olarak tedavime devam ettim, beslenmeme dikkat ettim ve her ne olursa olsun moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Bu şekilde hastalığı atlattım.”
* Erken evre tedavi avantajı: “Erken evre tedavinin en büyük şansı, hastalığın kontrol altına alınabilmesiydi. Bu süreçte kendime olan inancım hep güçlüydü.”
Gömlekli, yaşadığı bu zorlu sürecin ardından, yaşamının kıymetini daha iyi anladığını dile getiriyor. Onun hikayesi, birçok insana umut ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
http://dlvr.it/TFR5fD
