Kestane üretimi yapan çiftçilerden Yusuf Aydın, “Geçtiğimiz yıl Kasım ayından itibaren kestane bahçelerimizin temizliğini, dip çapalamalarını, aralama, budama ve kırıkların temizlenmesi gibi işleri yaptık. Ekim ayı geldiğinde kestane hasadına başlıyoruz. Bahçelerimizden ortalama 2 ton kadar ürün elde ediyoruz.” diyerek sürecin zorluklarını ve emeklerini dile getirdi.
Köşklü kestane üreticisi Halil Özdemir ise, “Kestane üretimini dedelerimizden ve babalarımızdan öğrendik. Bu bilgiler ışığında halen geleneksel yöntemlerle üretim ve toplama işimizi sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Diğer bir kestane üreticisi Fatih Aydın, “Kestane üretimi ve toplama işini ailemle birlikte yapıyoruz. Tarım işimizin yanı sıra bir kahvehane işletiyoruz. Kestane üretimi, yüksek dağlar ve yamaç bölgelerde gerçekleştiği için işimiz hem tehlikeli hem de zorlu. En büyük sıkıntımız ise, ürünlerimizin maliyetlerini karşılayacak değerlerde satılıp satılamayacağı belirsizliğidir. Ayrıca geleneksel yöntemlerle yaptığımız kestane üretiminde, tecrübeli çiftçilerin azalması, gençlerin şehir merkezlerine göç etmesi ve düzenli maaş için fabrikalarda çalışmayı tercih etmesi nedeniyle çalıştıracak insan bulmakta zorlanıyoruz. Bu, giderek artan büyük bir sorunumuz.” ifadelerini kullandı.
http://dlvr.it/TFMBzG
