EPA’nın bildirdiğine göre, İran’ın 1 Ekim’de gerçekleştirdiği füze saldırılarına karşılık olarak İsrail’in misilleme yapması kaçınılmaz bir durum olarak görünmektedir. İran, bu saldırıların İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı ve Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’yi öldürmesine bir yanıt olarak gerçekleştirildiğini iddia ediyor. Her iki örgüt de İran’ın yakın müttefikleri arasında yer alıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 9 Ekim’de yaptığı açıklamada, misillemenin “ölümcül, hassas ve ansızın” olacağını vurguladı. İran, Körfez Arap ülkelerine hava sahalarının herhangi bir saldırı için kullanılmasına izin vermemeleri konusunda uyardı. Bu ülkelerin bir kısmı, İsrail ile tam diplomatik ilişkilere sahip durumda. Ayrıca, İsrail’in İran’a saldırmasına yardımcı olan herhangi bir ülkenin İran tarafından hedef alınacağı uyarısında da bulundu.
İsrail’in planladığı saldırının detayları konusunda ABD ile İsrail arasında görüşmeler sürerken, bu durum dikkate alınması gereken önemli faktörlerden yalnızca birkaçı. Washington, İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir askeri müdahaleye karşı olduğunu açıkça belirtmişti. ABD başkanlık seçimlerine dört haftadan az bir süre kala, Beyaz Saray, petrol tesislerine yapılacak bir saldırının benzin fiyatlarını artırabileceğini ve bunu hoş karşılamayacağını ifade etti. Ayrıca, yeni bir Orta Doğu savaşına sürüklenmeyi de istemiyor. Peki, bundan sonra ne olabilir?
İsrail’in Lübnan, Gazze, Yemen ve Suriye’deki tüm düşmanlarıyla aynı anda çatışma kararlılığı göz önüne alındığında, Netanyahu hükümetinin geri adım atması pek olası görünmüyor. İranlılar, 1 Ekim’de İsrail’e düzenlenen füze saldırısının ardından kutlama yaptılar. ABD uydu istihbaratı ve Mossad’ın (İsrail’in dış istihbarat teşkilatı) İran’daki ajanlarının yardımıyla, İsrail ordusunun hedef alabileceği çeşitli noktalar mevcut. Bu hedefler genel olarak üç ana kategoriye ayrılabilir:
* Konvansiyonel Askeri Hedefler:
İlk olarak, İran’ın balistik füzeleri fırlattığı üsler hedef alınacaktır. Bu, fırlatma rampalarını, komuta-kontrol merkezlerini, yakıt ikmal tanklarını ve depolama sığınaklarını kapsar. Ayrıca, Devrim Muhafızları’na ait üsler, hava savunma sistemleri ve diğer füze bataryaları da saldırıya uğrayabilir. Hatta İran’ın balistik füze programında yer alan önemli şahsiyetlere suikast düzenlenebilir.
* Ekonomik Hedefler:
Bu kategori, İran’ın en savunmasız devlet varlıklarını, yani petrokimya tesislerini, enerji üretimini ve muhtemelen denizcilik faaliyetlerini kapsamaktadır. Ancak, böyle bir saldırının ordudan ziyade sıradan insanlara zarar vereceği için İran’da büyük bir tepkiyle karşılaşması muhtemeldir.
* Nükleer Hedefler:
Bu, İsrail için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İran’ın uranyumu, sivil nükleer enerji için gerekli olan %20 seviyesinin çok üzerinde zenginleştirmiş olduğu, BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından tespit edilmiştir. İran’ın uranyum zenginleştirme programıyla kısa süre içinde nükleer silah edinme hedefinde olduğu düşünülmektedir. İsrail’in olası hedef listesinde, İran’ın askeri nükleer programının merkez üssü olan Parçin, Tahran, Bonab ve Ramsar’daki araştırma reaktörleri ile Buşehr, Natanz, Isfahan ve Ferdow’daki büyük tesisler bulunmaktadır.
BBC’nin belirttiğine göre, tüm bu hesaplamaların büyük bir bölümü, İran’ın vereceği tepkiyi ve bu tepkinin nasıl hafifletilebileceğini tahmin etmeye yönelik yapılmaktadır. İran, 1 Ekim’de İsrail askeri hedefleri olduğunu belirttiği yerlere füzelerini fırlattıktan sonra hesaplaşmanın kapandığını düşünmek istiyor. Ancak, İsrail’in misilleme yapması durumunda kendisinin de karşılık vereceği uyarısını yapmaktadır. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, “Bu sadece kapasitemizin bir göstergesidir” dedi. Devrim Muhafızları, bu mesajı daha da güçlendirerek, “Siyonist rejim İran’ın operasyonlarına karşılık verirse, ezici saldırılarla karşı karşıya kalacaktır” ifadesini kullandı.
* İran ve İsrail’in Orduları Ne Kadar Güçlü?
İran’ın İsrail’i askeri olarak yenecek gücü yoktur. Hava kuvvetleri eski ve yıpranmış, hava savunma sistemleri sağlam değil ve yıllardır Batı’nın uyguladığı yaptırımlara maruz kalmıştır. Ancak, İran hala önemli miktarda balistik ve diğer füzelerin yanı sıra patlayıcı yüklü insansız hava araçlarına ve Orta Doğu’da müttefiki olan birçok vekil milis gücüne sahip. Bir sonraki füzeleri askeri üslerden ziyade İsrail’in yerleşim bölgelerini hedef alabilir. İran destekli bir milisin 2019’da Suudi Arabistan’ın petrol tesislerine düzenlediği saldırı, komşularının saldırılara karşı ne kadar savunmasız olduğunu göstermektedir. Körfez’de faaliyet gösteren Devrim Muhafızları Donanması’nın küçük ve hızlı füze hücum botlarından oluşan büyük filoları bulunmaktadır. Bu filolar, yaygın bir saldırıyla ABD Donanması’nın 5. Filo’ya ait bir savaş gemisinin savunmasını alt etme potansiyeline sahiptir. Emir almaları halinde Hürmüz Boğazı’na mayın döşemeye kalkışarak, dünyanın günlük petrol ihracatının %20’sinin akışını kesebilir; bu da küresel ekonomiyi önemli ölçüde etkileyebilir. Ayrıca, Kuveyt’ten Umman’a kadar Körfez’deki Arap ülkelerinde yer alan ABD askeri üsleri vardır. İran, kendisine saldırılması durumunda sadece İsrail’e karşılık vermekle kalmayacağını, bu saldırıyı desteklediğini düşündüğü her ülkeyi hedef alacağı uyarısını da yaptı. Tüm bunlar, Tel Aviv ve Washington’daki savunma planlamacıları tarafından göz önünde bulundurulacak senaryolar arasında yer almaktadır.
* İsrail, İran’a Nasıl Yanıt Verebilir?
* ‘İran Bu Kez Gerçekten Hasar Vermeye Çalıştı, İsrail’in Karşılığı Geçen Seferki Kadar Ölçülü Olmayabilir’
* Netanyahu: İran Büyük Hata Yaptı, Bedel Ödeyecek
* Biden – Netanyahu Telefon Görüşmesi: ‘ABD Nükleer Tesis Vurulmasına Açıkça Karşı’
http://dlvr.it/TFDcNY
