İçtihat,
İçtihad,
İctihad.
Arapça, içtihat, اجتهاد
Kanaat,
Yasada veya örf ve adet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç.
Eskidilde içtihat, görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış.
Kudret ve kuvvetini tam kullanarak çalışmak.
Gayret etmek.
Çalışmak.
Anlayış.
Kanaat.
Çabalama,
Görüş bildirme.
İçtihad,
İctihad.
Arapça, içtihat, اجتهاد
Kanaat,
Yasada veya örf ve adet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç.
Eskidilde içtihat, görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış.
Kudret ve kuvvetini tam kullanarak çalışmak.
Gayret etmek.
Çalışmak.
Anlayış.
Kanaat.
Çabalama,
Görüş bildirme.