Kedilerin koruyucusu olan Tanrıça.
Ev ve Güneş ışığının kedi Tanrıçası.
Kedi tanrıça.
Bubastis’in Delta Şehri'nde tapılmıştır. Kedilerin ve onlara önem verenlerin koruyucusudur. Sonuçta evde önemli bir tanrıça ve ayrıca ikonografide önemlidir. Papirüste güneş tanrısına saldıran yılanın kediler tarafından öldürüldüğü resmedilmiştir. Dişi aslanın tanrıçası Sekhmet’ in yardımsever tarafı olarak görülmüştür.
Eski Mısırlılar çok tanrılı bir dine sahiptiler. Yunanlılar gibi doğa güçleriyle özdeşleşen tanrı ve tanrıçalar sisteminden geldiler. Tanrıları arkalarına alan kralların her zaman kral olmaktan öte bir ayrıcalıkları oldu. Bu üstünlükleri krallara önce yarı-tanrı , daha sonra da tanrı-kral ;yani Firavun olma özelliğini getirdi. Çok uzun ve çok farklı iktidarları bünyesinde toplayan Mısır tarihi boyunca tapılan tanrı ve tanrıçaların da zaman içinde güçlerinin kaybolduğu ve yerine yenilerinin çıktığı görülmektedir. Mısır tanrıları, insan, hayvan veya yarı insan, yarı hayvan figürleri ile temsil edilmişlerdir.
Bastet’in M.Ö. 1500 yıllarında ortaya çıktığını görmekteyiz. Bastet, kedi şeklinde veya kedi başlı bir kadın şeklinde temsil edilmiştir.
Mısır mitolojisine göre Bastet, tanrılar tanrısı Ra'nın ve İsis'in kızıdır. Diğer adları Bast, Ailuros ve Mau’dur. Ayrıcaeski Mısır dilinde kedinin adı Mau "Myeou" imiş. Herhalde, miyavlama kelimesinden geliyor.
Bastet Ra'nın kızı olarak geçse de bazı metinlerde Osiris ve İsis'in kızı, Horus'un kardeşi olarak da geçer. Hathor ve Sekhmet ile benzer özellikleri taşıyan tanrıçadır. Hatta bir anlamda bu 3 tanrıça tektir. Eski Mısır dini, ülkenin siyasi yapısına ve çeşitli bölgelerdeki tanrı inancına göre değiştiğinden eski Mısır tanrıları hakkında kesin birşey söylemek çok zordur.
Güneşin iyi gücünü temsil eden kedi tanrıça Bastet başta cinsellik ve doğurganlık Tanrıçasıyken, ölüleri koruma, ölenlerin başarılı yada başarısız olduklarına karar verme, yağmur yağdırma, hastalara ve çocuklara şifa verme , müzik ve dans tanrıçası olma özelliklerine ek olarak güneş, ay, analık ve aşk Tanrıçası haline de geldi.
Bastet’in, tanrıça olarak kabulünden çok daha önceleri, aslan başlı, Sekhmet adlı bir başka tanrıça vardı. Sekhmet, sert, acımasız, korku salan, insanları cezalandıran, onlara hastalık bulaştıran, harbi ve mücadeleyi temsil eden bir tanrıça idi. Devirler değişip sosyal ve ekonomik hayat iyileştikçe, insanlar, şiddete dayanan tanrıların yanı sıra yumuşak ve kendilerine yardımcı olacak tanrıları da aramaya başladılar.
Bir efsaneye göre, bir gün Sekhmet çok kızar ve insanları terk edip Nubya çölünde yalnız başına yaşamağa başlar. Bu sıralarda Mısırın başı düşmanlarla derde girmiştir, korunmaya ihtiyacı vardır. Baba tanrı Ra, Sekhmetin Mısıra geri getirilmesini ve Mısırın bu felaketten kurtarılmasına yardımcı olmasını emreder. Bunun için akıl tanrısı Thoth’u görevlendirir. Thoth, Sekhmeti geri getirirken ; Sekhmet Mısır'ın güneyinde Philae’de bir suda yıkanır, bu yıkanma esnasında bütün kızgınlığı geçer ve sakin bir kedi şeklini alır. Böylece yüzyıllar boyunca şiddetten başka bir şey düşünmemiş olan aslan tanrıça, son derecede yumuşak bir kedi tanrıça olup çıkar.
İnsanoğlu, ilk olarak 20 bin yıl önce köpeği evcilleştirdi. Bundan ancak 15 bin yıl sonra vahşi kediyi evcilleştirebildi. Yani, 5 bin yıl önce Nil vadisinde tarım yaparak yaşayan insanlar, ürünlerini depoladıkları ambarları haşere ve fare basınca kedilerin fareleri yakaladığını fark ettiler. İşte, kedilerin Mısırda kutsallaşmaya başlaması bu tarihlerde oldu. Ambarlar doldukça fare nüfusu da arttı. Bunun üzerine firavun devreye girdi ve kedileri korunması için üstün yaratıklar ilan etti.
Kedilerin firavunla ilgisi ise; kedilerin tarihe ve mitolojiye konu olmalarının tek nedeni fare ve haşere yakalamadaki hünerleri değil. Bütün kediler firavunun olduğu için kediyi incitmek ya da öldürmek çok büyük suç sayılırdı. Kedi öldürenlerse idam edilirdi. Ev yansa önce kedi kurtarılırdı çünkü insanlar sadece insandı ama kediler firavunlar gibi yarı-tanrıydılar. Kedi eceliyle öldüğünde öteki dünyada birlikte olabilmek için hemen mumyalanırdı.
Mısırda kedinin tanrılaştırılmasının nedeni, fare yakalaması dışında, kedinin avlanma yeteneğine duyulan saygı, güzelliğine duyulan sevgi, ve gizemli kişiliğine duyulan korkuyla karışık hayranlıktı. Kedi tanrıça Bastet, dişiliğin simgesiydi. Bir tarihçi, "kedi tanrıça, garip bakışı, çekik gözleri, kıvrak beli, soylu duruşu ve hayvani hayasızlığıyla, her Mısırlı kadının aklını karıştıran ve benzemek istediği bir yaratıktı," diye yazıyor. Bir başka tarihçi de, "kadınlar günümüzün vamp kadını gibi kedinin yürüyüşüyle salınarak yürüyebilmek için çok uğraşırlardı
Avrupa'da Hıristayanlık öncesinde kedi kafalı tanrıça Freya, için törenler düzenlenirdi. Freya'nın günü -Friday- Cuma, o dönemde kutsal gündü. Tek tanrılı bir din olan Hıristiyanlığın kabulüyle tanrıça Freya şeytan ilan edildi, kedi, lanetlendi ve Freya'nın günü olan (Friday) Cuma günleri de 'Black Sabbath' oldu. Bu dönemde, özellikle Hıristiyanlığın yayılmaya çalışıldığı ortaçağda, kediler, cadı ayinleri bahane edilerek öldürüldü, yakıldı, diri diri gömüldü.
İnanışa göre, kedi miyavladıkça evin içi tanrıçanın insanlara hediyesi sayılan neşeyle dolarmış
Kaynak, http://bakirkoy.aktiffelsefe.org/