Eyerlerin ön ve arka taraflarındaki çıkıntılı bölüm.
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne.
Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer.
Sarp kayalık, uçurum.
Eyer,
Binek hayvanlarının üstlerine rahatça, sağlam bir biçimde oturmayı sağlayan oturmalığa eyer denir. Eyerler binek hayvanlarının cinsine, bunlara biniliş çeşidine göre değişir. Binek atına vurulan eyerle yarış atlarına vurulan eyerler arasında fark vardır. Bunun gibi, kadınlar için, savaşa katılacak biniciler için de ayrı eyerler yapılmıştır.
Eyerin bilinmesinden önce atların çıplak sırtlarına binilirdi. Bu ise, atları yorduğu gibi, biniciye de iyi bir biniş sağlamazdı.
Eski kaynaklara göre, Mısırlılar çıplak atlara binerlerdi. Yakın zamanlara kadar Kızılderililer de çıplak atlara biniyorlardı. Asur kabartmalarındaki atların üzerlerinde ise, kolin örtüler bulunmaktadır.
Tarihte ilk eyerlere Roma, Bizans ordularında rastlanır. Doğulular’ dan öğrenilen bu eyerlerin önlerindeki, arkalarındaki çıkıntılar binicinin öne, arkaya kaymasına engel oluyordu. VI. yüzyıldan sonra üzengili eyerlerin çıkması oturuşu hem kolaylaştırdı, hem daha sağlamlaştırdı. Hun ordusundaki atlar eyerliydi. Haçlı Seferleri’nden sonra eyerlerde büyük gelişmeler göze çarptı. Eyerlerin üstleri deriyle kaplanıp, kolanla sıkı sıkıya hayvanın sırtına bağlandığı gibi, iç tarafları da hayvanın derisini zedelememesi için abayla kaplıydı.
Bugünkü biniş eyerleri az çok farklarla birbirine benzerler. Önce hayvanın sırtına abadan bir belleme yerleştirilir, bunun üzerine de eyer konur. Eyer’in üstü binicinin oturmasını rahatlaştıracak biçimdedir, iç tarafı da ağırlığın hayvanın sırtına eşit bir şekilde dağılmasını sağlar. Hayvanın sırtında sağlam durması, yana, öne, arkaya kaymaması için kolanla bağlanır. Karnı çok çekik olan hayvanlarda, eyerin öne kayması ihtimali göz önünde bulundurularak, ayrıca göğüsten de kayışlar geçirilir. Kimi eski eyerlerde kuskun adı verilen bir kayış da vardır; kayış hayvanın kuyruğunun hemen altından geçirilerek eyerin kaymamasını sağlar. İyi bir eyer hem binişi kolaylaştıracak biçimde olmalı, hem de hayvanın vücudunda vuruklar, ezikler yapmamalı, yaralar açmamalıdır. Bu bakımdan, eyerin biçimi, altının temizliği dikkat edilecek noktalardandır. Küçük bir kum tanesinin sürtünmesiyle bile deride derin yaraların açıldığı görülmüştür.
Yarış atlarına vurulan eyerlerde rahatlıktan çok hafifliğe önem verilir. Hafif ağırlık altında yarışması gereken atlara vurulan eyerler çoğunlukla, 1,5 kg.’dan hafiftir. 400 Gr. kadar gelen çok hafif eyerler bile vardır. Askerî eyerlerde nalları, savaş gereçlerini, uzun yol için gerekli araçlarla malzemeleri koymaya yarayan çantalar, örtü, battaniye vb. gibi şeyleri bağlamak için kayışlar bulunur. Kadın eyerleri, binicinin ata yan olarak binmesini kolaylaştıracak şekilde yapılmıştır. İki yanında heybe gibi gözler bulunan Çerkez eyeri, çocuk eyeri gibi eyerler de varsa da, bunlar bugünkü binicilikte kullanılmıyor.
http://www.yeniansiklopedi.com/
Eyer,
Binek hayvanlarının üstlerine rahatça, sağlam bir biçimde oturmayı sağlayan oturmalığa eyer denir. Eyerler binek hayvanlarının cinsine, bunlara biniliş çeşidine göre değişir. Binek atına vurulan eyerle yarış atlarına vurulan eyerler arasında fark vardır. Bunun gibi, kadınlar için, savaşa katılacak biniciler için de ayrı eyerler yapılmıştır.
Eyerin bilinmesinden önce atların çıplak sırtlarına binilirdi. Bu ise, atları yorduğu gibi, biniciye de iyi bir biniş sağlamazdı.
Eski kaynaklara göre, Mısırlılar çıplak atlara binerlerdi. Yakın zamanlara kadar Kızılderililer de çıplak atlara biniyorlardı. Asur kabartmalarındaki atların üzerlerinde ise, kolin örtüler bulunmaktadır.
Tarihte ilk eyerlere Roma, Bizans ordularında rastlanır. Doğulular’ dan öğrenilen bu eyerlerin önlerindeki, arkalarındaki çıkıntılar binicinin öne, arkaya kaymasına engel oluyordu. VI. yüzyıldan sonra üzengili eyerlerin çıkması oturuşu hem kolaylaştırdı, hem daha sağlamlaştırdı. Hun ordusundaki atlar eyerliydi. Haçlı Seferleri’nden sonra eyerlerde büyük gelişmeler göze çarptı. Eyerlerin üstleri deriyle kaplanıp, kolanla sıkı sıkıya hayvanın sırtına bağlandığı gibi, iç tarafları da hayvanın derisini zedelememesi için abayla kaplıydı.
Bugünkü biniş eyerleri az çok farklarla birbirine benzerler. Önce hayvanın sırtına abadan bir belleme yerleştirilir, bunun üzerine de eyer konur. Eyer’in üstü binicinin oturmasını rahatlaştıracak biçimdedir, iç tarafı da ağırlığın hayvanın sırtına eşit bir şekilde dağılmasını sağlar. Hayvanın sırtında sağlam durması, yana, öne, arkaya kaymaması için kolanla bağlanır. Karnı çok çekik olan hayvanlarda, eyerin öne kayması ihtimali göz önünde bulundurularak, ayrıca göğüsten de kayışlar geçirilir. Kimi eski eyerlerde kuskun adı verilen bir kayış da vardır; kayış hayvanın kuyruğunun hemen altından geçirilerek eyerin kaymamasını sağlar. İyi bir eyer hem binişi kolaylaştıracak biçimde olmalı, hem de hayvanın vücudunda vuruklar, ezikler yapmamalı, yaralar açmamalıdır. Bu bakımdan, eyerin biçimi, altının temizliği dikkat edilecek noktalardandır. Küçük bir kum tanesinin sürtünmesiyle bile deride derin yaraların açıldığı görülmüştür.
Yarış atlarına vurulan eyerlerde rahatlıktan çok hafifliğe önem verilir. Hafif ağırlık altında yarışması gereken atlara vurulan eyerler çoğunlukla, 1,5 kg.’dan hafiftir. 400 Gr. kadar gelen çok hafif eyerler bile vardır. Askerî eyerlerde nalları, savaş gereçlerini, uzun yol için gerekli araçlarla malzemeleri koymaya yarayan çantalar, örtü, battaniye vb. gibi şeyleri bağlamak için kayışlar bulunur. Kadın eyerleri, binicinin ata yan olarak binmesini kolaylaştıracak şekilde yapılmıştır. İki yanında heybe gibi gözler bulunan Çerkez eyeri, çocuk eyeri gibi eyerler de varsa da, bunlar bugünkü binicilikte kullanılmıyor.
http://www.yeniansiklopedi.com/