Mudejarlar,
Arapça müdeccen yani kalmasına izin verilmiş demektir.
İber Yarımadası' nın Hristiyanlarca yeniden ele geçirilmesinden (11 ile 15. yüzyıl arası) sonra, ( İspanyolca Reconquista-Yeniden fetih) İspanya' da kalan Müslümanlara verilen ad.
Arap ve İspanyol sanat tarzının kaynaşmasıyla ortaya çıkan mimari forma da Mudejar tarzı denir.
Müslümanlar İberya yarımadasında sekiz yüz yıl kaldılar. O sırada “Endülüs” adını alan İspanya, bir İslam toprağıydı. Ülkenin eski sahibleri savaşta Kuzey’e, Asturias dağlarına sürülmüşlerdi. Sekiz asır sonra geri gelerek “Reconquista” adı altında İspanya’yı geri aldılar.
Reconquista Endülüs döneminde İber Yarımadası'ndaki Hristiyanların, Müslümanların yarımadadaki varlıklarını ortadan kaldırma amaç ve çabalarına verilen addır. 1492 yılında son Endülüs devletinin yıkılmasıyla başarıya ulaşan Reconquista İspanyolca "Yeniden fetih" anlamına gelir.
Emeviler zamanında, 711 yılında Müslümanların ayak bastıkları İberya Yarımadası, 1492 yılına kadar İslam idaresinde kaldı. Müslümanlar'ın orada bulunan Hıristiyan ve Yahudiler ile çok yönlü ilişkileri oldu. Sonuçta, Doğu İslam dünyasında parlayan medeniyet güneşi Endülüs'te zirvesine ulaştı. Modern Çağ'ın Endülüs tarihçilerinin hemen tamamının kabul ettiği bu gerceği değiştiren şey ise, daha 718 yılında Kuzey İspanya dağlarındaki Covadonga Magaraları'nda Pelayo öncülüğünde başlayan Hıristiyan Reconquistası oldu. 718'den 1085'e ilk, 1085'den 1238'e ve 1238'den 1492'ye kadar geçen üç safhada Reconquista süreci tamamlanmış oluyordu. 1492 yılında İslam hakimiyeti İspanya'da son buldu.
Bundan sonra orada kalan Yahudiler (Sefaradlar) hemen, Müslümanlar (Mudejarlar) ise 1610 yılına kadar ara ara ülkeden çıkarıldılar. Endülüs Göçmenleri denilen bu topluluklar içinde özellikle Yahudileri, o zamanın dünyasında güçlü Osmanlı Devleti'nden başka kabul eden olmadı. 2 Ocak 1492'de Gırnata Emirliği de İspanyollar'a Emir Ebu Abdullah tarafından teslim edilmiştir. Bu olay Reconquista'nın son adımı olarak değerlendirilir.
1508' de yayınlanan bir fermanla 6 yıl içerisinde Müslümanlar'ın kendi kıyafetlerini terk etmeleri ve Hıristiyan gibi giyinmeleri şart koşulmuştur. Yaklaşık bir yüzyıl boyunca üç milyon Müslüman, ya sürgün edilmiş, ya din değiştirmeye zorlanarak Hıristiyanlaştırılmış ya da kılıçtan geçirilmiştir. Bir mimari harikası olan saraylar yakılmış, kütüphaneler içlerindeki yüzbinlerce kitapla yakılıp talan edilmiştir. Bu yıkımdan sadece Cordoba'da bulunan ve şu an katedral olarak kullanılan Kurtuba Ulu Camii ile el-Kasr, yani Alkazar Sarayı, Medinettu`z-Zehra'nın kalıntıları, Gırnata'da (Granada) bulunan Elhamra Sarayı ile Cennetü'l-arif Sarayı kalmıştır.