Falaşalar.
Etyopya'da yaşayan, kökenleri tartışmalı, siyah derili Yahudiler.
Falaşalar, Hz. Süleyman ile Saba melikesinin oğlu Menelik ile birlikte Kudüs'ten ayrılan ibraniler'in soyundan olduklarını söylerler. Günümüzde bunların, yahudiliği benimsemiş Himyeriler' den geldikleri, bu Himyeriler'in de dağlık bölgelerdeki yerli halka yahudiliği kabul ettirdikleri düşünülmektedir.
Başka bazı varsayımlara göre, Falaşalar, İ.S. II. ya da III. yy.'larda Mısır' daki yahudi misyonerlerince yahudileştirilmiş Abisinyalılar'dır. Daha başka bazı varsayımlara göre ise, Falaşalar'ın fiziksel görünümleri onların Afrika kökenli olmadıklarını gösterir, öyleyse bunlar, olsa olsa, Babil esaretinden sonra Mısır'a yerleşen Yahudiler'in soyundan olan ve Yukarı Mısır'dan gelen göçmenler olabilirler.
Etiyopya’da (Habeşiştan) yüzyıllarca yaşamış zenci Yahudiler’dir. Falaşalar, Güney Arabistan’daki krallığın yöneticisi Saba Melikesi’nin Yeruşalayim’de Kral Şelomo Ameleh’i ziyaret edişinden sonra (Birinci Krallar, 10) Şelomo’nun zekâsına büyük bir hayranlık duyarak ülkesine geri dönerken; yanındaki Yahudiler’den bir grubun daha sonra Etiyopya’ya yerleştiğini ve bunların Falaşa cemaatinin kökeninin oluşturduğuna inanılır. Ayrıca Falaşalar arasında Saba Melikesi ile Şelomo Ameleh arasında gerçekleşen evliliğin zürriyetinden geldiklerine inananlar da bulunmaktadır. Muhtemelen Falaşalar, Etiyopya’da Samiler’den evvelki dönemlerde yaşamış olan ve Yahudiler’in oraları ziyaret ettikleri dönemlerde Yahudiliği benimseyen bir kabileden gelmektedirler.
Milat’ın ilk yüzyıllarında Falaşalar, Tora’dan haberdar olmuşlar ve emirlerini kabul etmişlerdir. Ancak Talmud’da yeralan bilgelerin açıklamaları bunlara tamamen erişmemiş ve gelen ziyaretçilerin verdikleri öğretilerle yetinmek mecburiyetinde kalmışlardır. Bu nedenden ötürü Falaşalar çocuklarını sekiz günlükken sünnet etmelerine, Şabat’ı ve birçok dini bayramı uygulamalarına ve kaşeruta uymalarına rağmen Roş Aşana’da Şofar çalmazlar, Sukot’ta Lulav ve Etrog’u kullanmazlar, Purim ise hiç kutlanmaz...
Falaşalar kendilerini “Beta İsrael” (İsrael’in evi) olarak çağırırlar. Etiyopya’daki komşuları ise onların dilinde “sürgünler” anlamına gelen “Falaşa” derlerdi.