Analog sinyaller yoluyla çalışan ve dijital elektroniklere göre daha maliyetli cihaz. Frekans ve genişliğinin değişmesine rağmen gönderildiği gibi alınan sinyaldir. Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi digital sözcükle açıklanır ve kelimenin karşıtı da analog' dur.
Dijital kelimesi Latince’de parmak anlamına gelen digitus kelimesinden türetilmiştir. Yani dijital kelimesinin anlamı her bilgi parmakla sayılıp, sınıflandırılarak yeniden düzenlenebilir, kodlanarak muhafaza edilebilir şeklindedir.
Bir örnekle açıklarsak; Bir harita kitabındaki bir tepenin siluetini başka bir kağıda kopya etmek isterseniz, haritadaki şeklin üzerine yarı şeffaf bir kağıt koyup, üstünden geçerek kopyaladığınız bir analog kopya olur. Dijital kopyada haritadaki tepe silueti dikey çizgilerle kısımlara ayrılır ve tepe siluetinin üzerindeki her noktanın yatay eksene göre koordinatları saptanırak, başka bir yere, bu koordinat bilgileri aktarılır. Aktarılan bu koordinat bilgilerine göre tepenin silueti harita kitabındakinin aynısı olarak yeniden çizilmiş olur.
Hayatı analog olarak yaşarız. Çevremizi analog olarak algılarız. Duyu organlarımızdan gelen ışık, ses, tat, koku vb. gibi duyguların tümü analogdur. Analog teknoloji tabiatın doğasında vardır. Analog teknolojide her şey, olduğu gibi, bire bir algılanır ve değerlendirilir.
Dijital teknolojide ise gelen her şey, formüle edilerek kodlanır ve bu kodlar saklanır. İleride kullanılmak istenildiğinde bu kodlar çözülerek tekrar orijinal bilgi elde edilir. Dijital teknolojinin ilk örnekleri bilgisayarlardır. Bilgisayarlar her seyi sadece evet (bir) ve hayır (sıfır) olarak algılarlar.
Analog ve dijital teknolojiler arasındaki fark için en güzel örnek, eski uzunçalarlar ile yeni nesil kısaca CD denilen diskleri karşılaştırarak verilebilir. Dijital teknolojide asıl amaç bilgileri en sağlıklı ve güvenilir biçimde iletebilmektir. Dijital sinyaller haricinde cihaza gelen bilgiler, gerekse cihazdan çıkıp, ses ve görüntü olarak bize ulasanlar zaten hepsi analog değerdedir.