Joseph-Louis Lagrange,
(25 Ocak 1736 – 10 Nisan 1813).
Vaftiz ismi Giuseppe Lodovico Lagrangia,
İtalyan-Fransız matematikçi ve astronom. Analiz, sayılar kuramı, klasik mekanik ve gök mekaniği alanlarına önemli katkılarda bulundu. 18. yüzyılın en önemli matematikçileri arasındadır. Bilimsel makalelerini bir oturuşta, hiç düzeltme yapmadan yazabildiği söylenir. 20 yaşına gelmeden Torino’ daki topçu okulunda geometri öğretmeni olmuş, 20′li yaşlarında dalga yayılımı ve eğrilerin minimum ve maksimum noktalarıyla ilgili yazdığı makaleler sayesinde yaşayan en büyük matematikçilerden biri olarak kabul görmüştür.
Euler ve d’Alembert’in desteğiyle Berlin’deki Prusya Bilim Akademisi’nin matematik bölümü başkanı olan Lagrange, I. Napoléon döneminde senatör ve kont ilan edilmiştir ve bugün Paris’teki Panthéon’da gömülüdür. 1764-1788 yılları arasında Fransız Bilimler Akademisi tarafından beş defa ödüle lâyık bulunmuştur. Bu ödüllerden bir tanesi, Ay'ın neden daima aynı yüzünün göründüğü sorununa bulmuş olduğu parlak çözüm için verilmiştir.
Fransız Devrimi'nin ardından, ağırlık ve uzunluk birimlerini düzenlemek için kurulan komisyona başkanlık yapmıştır. 1799'da Napoléon iktidara geldiğinde, Lagrange' ı sarayına davet ederek Légion d'honneur madalyası ile onurlandırmıştır. Daha sonra Ecole Normale'de ve Ecole Polytechnique'de profesör olarak dersler vermiştir.
Lagrange'ın ilk çalışması değişkenler hesabıyla ilgilidir. Bu konuda, analitik değişkenler hesabını bulmuş (1755) ve kuramını dinamik problemlerine uygulamıştır. Lagrange üç-cisim probleminin ilk özel çözümlerini çıkarmıştır. Geliştirmiş olduğu teoreme göre, üç sonlu cismi, yörüngeleri, aynı zamanda tamamlanan benzer elipsler olacak şekilde harekete geçirmek mümkündür.
Lagrange'ın en önemli eseri olan Mécanique Analytique'de (Analitik Mekanik) yeni geliştirilen analiz yöntemi, noktaların ve katı cisimlerin mekaniğine uygulanmıştır. Lagrange, bu yapıtında, Newton'un geometrik yöntemini tamamıyla bırakarak, saf analizi kullanmıştır.
Fonksiyonlar üzerine yazdığı iki kitapta, diferansiyel ve integral hesabı cebire indirgeyerek onlara sağlam bir temel kazandırmaya çalışmıştır; bu çabası, yetersiz kalmasına karşın, burada ilk defa Gerçek Değişkenli Fonksiyonlar Kuramı ortaya çıkmış ve cebir ile geometrideki çok çeşitli problemlere uygulanmıştır.