
Timokrasi,
Platon, MÖ 427 –347 yılları arasında yaşamıştır. Cumhuriyet (Devlet) adlı kitabı ile çok ünlüdür. Asker devlet (Timokrasi), servet sahipleri iktidarına oligarşi, iktidarın halka ait olduğu devlete ise demokrasi demiştir. Tek kişinin hakim olduğu devlete ise Tiranlık demiştir. Eflatun Kanunlar adlı kitabında ise hürriyet ve otorite arasında denge kurulmasını ileri sürmüştür.
Platon şu sırayla betimlemektedir. İlk olarak, yetkin devletten sonra timarkhia' ya da timokrasi, şan ve ün arayan asillerin yönetimi gelir; ikinci olarak oligarşi, zengin ailelerin yönetimi vardır; sırada bir sonraki, demokrasi doğar, yani, yasasızlık demek olan özgürlüğün yönetimi; son olarak da, tiranlık, şehrin dördüncü ve son hastalığı gelir. En iyi ya da ideal devletle timokrasi arasındaki başlıca fark, berikinin içinde bir istikrarsızlık unsuru taşımasıdır; bir zamanlar birlik olan patriyarkal yönetici sınıf, şimdi birliğini yitirmiştir ve onu bir sonraki basamağa indirecek, soysuzlaştırıp oligarşileştirecek olan bu birliksizliktir.
Plato ideal devlet ile ilgili tanımlamalarının gerçek dünya devletlerinde bulunmadığını belirtir ve yaygın olan adaletsizliği anlatır. Platoya göre gerçek dünyada beş çeşit devlet sistemi mevcut olmuştur. Bu sistemler, yapılarındaki düzensizlik ve istikrarsızlık nedeniyle birbirlerini yaratmaktadır. Ortaya çıkış sırasına göre bu rejimler aristokrasi, timokrasi, oligarşi, demokrasi ve despotizmdir.
Platonun Timokrasi adını verdiği ve yönetimin savaşçılarda olduğu ve diğer bütün yurttaşların toprak kölesi (serf) durumunda bulunduğu bir rejim almıştır. Platoya göre timokrasi çok geçmeden yerini zenginlerin yönetimi anlamına gelen Oligarşi ve Plutarchyye bırakacaktır. Çünkü savaşçılar yani askerler, yönetimi ellerine aldıklarında zengin olmanın hem mümkün ve hem de keyifli olduğunu fark edecekler ve kendilerini, servet edinmelerini sağlayan faaliyetlere yönlendireceklerdir.