Şerbet,
Şerbetin, Arapça‘da “içmek” anlamına gelen “şerben” fiilinden türetildiği varsayılmaktadır. Şerbetin ana yapım tekniği olan şurup ise Arapçadan olduğu gibi alınmıştır. Fakat eski Arapça’da şurup, şerbet ve şekerli içecek anlamına gelir. Şerbetin ana maddesi şeker ve sudur. Özellikle şeker kullanımının yaygınlaşması ve şekerin aynı zamanda yiyecekleri muhafaza yöntemlerinden biri olarak uygulanmaya başlaması reçel, murabba, şurup ve nihayet şerbetin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Şurup şerbetin temelidir.
Şerbetler
Osmanlı saray mutfağında da halk sofralarında da eksik olmayan bir içeçektir şerbetler. Osmanlı kültüründe konuğa mutlaka ikram edilmesi gereken, paylaşılmaktan hoşlanılan bu lezzet, şimdi unutulmaya yüz tutsa da Osmanlı mutfak kültürünün yaşatıldığı sofralarda halen yerini alır. Şerbet Osmanlıdan İtalyan mutfağına “sorbetto” olarak girmiştir.
Osmanlı saray mutfağında da halk sofralarında da eksik olmayan bir içeçektir şerbetler. Osmanlı kültüründe konuğa mutlaka ikram edilmesi gereken, paylaşılmaktan hoşlanılan bu lezzet, şimdi unutulmaya yüz tutsa da Osmanlı mutfak kültürünün yaşatıldığı sofralarda halen yerini alır. Şerbet Osmanlıdan İtalyan mutfağına “sorbetto” olarak girmiştir.
En önemli Şerbetlerden biri de Loğusa Şerbetidir.
Lohusa şekerinin süt yapma özelliğine sahip olduğu bilinir. Tarihimizden gelen bir adet olarak da yeni doğan bebeği görmeye gelenlere loğusa şerbeti ikram edilir.
Loğusa şerbetinin hazırlanışı;
Malzemeler;
- 1/2 kg. lohusa şekeri
- 5 su bardağı toz şeker
- 15 adet karanfil
- 3-4 kabuk tarçın
- 15-20 bardak su
- 5 su bardağı toz şeker
- 15 adet karanfil
- 3-4 kabuk tarçın
- 15-20 bardak su
Yapılışı;
Büyük bir tencereye su, şeker (isteğe göre ayarlanır) ve lohusa şekeri konulur ve yarım saat kaynatılır. Kabuk tarçınlar ve Karanfiller bir tülbent içinde tencereye atılarak kaynatmaya devam edilir. Bir müddet daha kaynatıldıktan sonra süzülerek sıcak ya da soğuk ikram edilir.