Akreditif, uluslararası ilişkilerde aynı anlama gelen çeşitli deyimlerle kullanılmaktadır.
“Documantery Credit” Vesikalı Kredi
“Letter of Credit” Kredi Mektubu
“Documantery Letter of Credit” Vesikalı Kredi Mektubu
“Commercial Letter of Credit” Ticari Kredi Mektubu
Alıcı sipariş ettiği malın belirtilen süre içinde, istediği kalite ve durumda eline geçmesini ve mal bedelini de malı teslim aldıktan sonra ödemek ister. Satıcı ise, mal bedelinin ödeneceğinden emin olmak, hatta bazı hallerde malın üretiminden önce bedelinin garanti edilmesini ister. Bu çıkar çatışması neticesinde akreditif sistemi ortaya çıkmıştır. Alıcı ve satıcıya ek olarak bankaların itibarları da devreye sokulmak suretiyle çözüm getirilmiştir. Uluslararası bankacılıkta, geniş anlamı ile vesikalı/belgeli krediler (Documantery Credits) olarak anılan akreditif, uluslararası ticarette mal bedellerinin ödenmesi konusunda geliştirilmiş özel bir finansman tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Asıl olarak akreditif, bir kredi aracı değil, ödeme aracıdır. İthalatçının ülkesindeki bir banka, ihracatçının ülkesindeki bir banka aracılığıyla belirli bir parayı ihracatçıya, istenilen vesaiki önceden saptanan bir süre içinde ibraz etmesi koşuluyla ödemeyi taahhüt etmektedir.
Bir akreditif işleminde genel olarak en az üçlü bir ilişki sözkonusudur;
Amir; Akreditif işlemini başlatan ithalatçı, yani satım akdinde alıcıdır.
Akreditif Bankası; Akreditif Amirinden aldığı talimatlara göre akreditifi açan bankadır. Aldığı talimatlar uyarınca akreditif metnini hazırlayarak satıcının bankasına iletir. Amir bankanın, muhabir bankaya veya lehdara akreditifin açılması ile ilgili olarak gönderdiği mektuba “Küşat” (Açılış) mektubu denir.
Lehdar; Lehine akreditif açılan, ihracatçıdır. Akreditif konusu malın satımı konusunda Akreditif Amiri ile sözleşme yapmıştır ve bu mal veya hizmetleri satan, ihraç eden taraftır.