İnka İmparatorluğu’nda ve And Dağları bölgesindeki İnka öncesi topluluklarda kullanılan bir kayıt ve hesap sistemi, Quipu, Khipu.
Güney Amerika’nın en görkemli uygarlıklarından birini oluşturan İnkalar, yazısı olmayan tek büyük uygarlık olarak biliniyor. Ancak İnkaların "khipu" denen düğümlü sicim demetlerinin, yalnızca bir hafıza yardımcısı ya da muhasebe aracı değil, aynı zamanda üç boyutlu bir yazı dili olduğu yolundaki işaretler bu inancı değiştirmiştir. Hatta khipuları ikili sistemi kullanan ilkel bir bilgisayara benzetenler de var.
İspanyol istilacılar, başta bir hesap ya da muhasebe aracı olarak gördükleri khipularla fazla ilgilenmemişler. Ancak, günün birinde İspanyol askerlerin durdurdukları bir İnkanın, üzerinde bulunan sicim demetleriyle, İspanyolların sevap ve günahlarını kayda geçirdiğini söylemesi üzerine sicim demetleri imha edilmeye başlanmış. Bu garip demetlerden yalnızca 600 kadarı günümüze kalmış bulunuyor. Khipular, 0,5-0,7 cm kalınlığında bir sicim üzerine tutturulan ve sayıları 100 ile 1500 arasında değişebilen daha ince sicimlerden oluşuyor. Bu ince sicimlerin üzerine bazen daha da ince sicim salkımlar ekleniyor. Tüm bu sicimlerin üzerinde irili ufaklı düğümler oluyor.
Bilim tarihçisi L. Leland Locke 1923 yılında Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’ndeki 100 khipunun, hesap sonuçlarını kaydetmek için kullanıldığını kanıtladı. Sicimlerde 1 rakamını temsil edem düğümler sicimlerin altına atılıyor. Daha sonra bir tür ondalık sistemle, 10’ların, 100’lerin ve 1000’lerin düğümleri düzenli aralıklarla sicimlerin daha üst bölümlerine yerleşiyorlardı. Ancak Locke’un yöntemi, İspanyollardan kurtulan 600 khipunun hepsinin şifresini çözemediği gibi, bu düğümlerdeki sayıların neyin kayıtları olduğunu da açıklayabilmiş değildi. Bunun üzerine, khipuların bir tür yazı olabileceği yolundaki görüşler yeniden gündeme geldi. 1981 yılında Cornell Üniversitesi arkeologlarından Robert Ascher ve matematikçi karısı, khipuların yaklaşık beşte birinin "sayısal olmadığı" tezini ortaya attılar. 1997 yılında bir tekstil uzmanı uzmanı olan Wilikam J. Conklın, ilk kez sicimlerin son derece karmaşık eyrilme, dokunma ve boyanma biçimlerine dikkati çekti, Araştırmacı, sicimlerin her birinin farklı yapı ve boya kodu taşıdığına dikkat çekerek "bilginin %90’ının, daha düğümler bağlanmadan sicime yüklendiği" görüşünü öne sürdü. Bu yaklaşımı benimseyen Harvard Üniversitesi araştırmacılarından Gary Urton, sicim eyirme ve örmenin esaslarından yararlanarak İnkaların bir ikili tercihler sistemi getirdikleri görüşünde.
Bu sistemde, sicimin yün ya da pamuk olması, ikili (binary) sistemde seçilmiş bir değeri ifade ediyor (tıpkı günümüz bilgisayarlarının kullandığı ikili kodda, 0 ya da 1’in ve bunların tekrarlarının bilgi depolamada kullanılması gibi). Sicimin dönüş yönü ve eğimi, demetteki sicimleri ana sicime bağlayan düğümlerin yönü (düz ya da ters ilmekler) bu ikili tercihler sisteminin birer parçası. Urton’a göre bütün bunlar dikkate alındığında, her düğüm yedi-bit uzunluğunda bir dizge haline geliyor.
Her dizge de, 26 x 24 potansiyel bilgi ünitesinden birini kodluyor. Toplam 1536 olan bu bu birimler, sayı sı 1000-1500 olduğu düşünülen Sümer çiviyazısı karakterlerinden biraz fazla. Mısır ve Maya hiyerogrif yazısındaki flekillerinse 2-3 katı. Bu durumda Urton, khipuların yalnızca bir yazı türü olmakla kalmayıp, tıpkı günümüz bilgisayarlarında kullanılan gibi, bir ikili kodlama sistemi olarak getirildiğini düşünüyor. Tabii bu görüşe kuşkuyla bakanlar yok değil. Urton’un destekçilerinden olan Conklin bile, khipuların anlam içerdiği tezini kabul etmekle birlikte, bilgisayar analojisinin aşırı iddialı olduğunu söylüyor. Conklin’e göre günümüz ikili bilgisayar kodundaki 1 ve 0’lar birbirlerinden bağımsızken, And dağlarında geçerli ikililik (duaikte) kavramı, bizim bildiğimizden çok farklı. Bunlardaki karşıtlıklar, bir gelgit dalgası gibi, tek bir olgunun ters, ama birbirleriyle etkileşen görünümleri. Bazılarına göreyse, bütün bunlar, İnkaları yüceltme güdüsünün yol açtığı zorlama yorumlar. Bu eleştirmenlere göre khipular değişik bir hesap tahtasından başka bir şey değil. Tartışmayı noktalandıracak tek şey, khipuların yazı olduğunun kanıtlanması.
Bunun için de Mısır hiyerogriflerinin çözümünü sağlayan ve üzerinde aynı metnin Mısırca ve daha önce çözülmüş başka dillerle yazılmış olduğu "Rosetta Tafik" nın bir benzeri, yani bir çeviri gerekiyor. 1996 yılında Clara Miccinelli adlı bir İtalyan amatör tarihçinin aile arşivinde, şiir kaydedilmiş bir khipunun ayrıntılı bir İspanyolca çevirisinin bulunduğunu iddia etmesi heyecan yarattıysa da, Miccinelli’nin belgelerini başkalarının kullanımına açmaması, umutları hayal kırıklığına dönüştürdü. Şimdi Urton ile, matematikçi ve web tasarımcısı Carrie Brezine, bir yandan kendi khipu veri tabanlarını oluştururken, bir yandan da kendi Rosetta taşlarını bulma çabasındalar.
İnkalara ait diğer bilgiler;
İnka imparatorluğunun resmi dili... Keçua,
İnka İmparatorluğu'nun son imparatoru... Atahualpa,
İnkalar'da, kraliçe ya da çok üst makamdaki kadın... Coya,
İnka mitolojisinde güneş ve gökkuşağının tanrısı.. İnti,
İnka İmparatorluğu'nun, Güneş tanrısı İnti'ye adanmış en önemli tapınağı... Coricancha,
İnkalarda orak biçimli, kıvrık uçlu, kurban ayinlerinde kullanılan, altın ya da gümüşten yapılma tören bıçağı... Tumi,
İnkalar'da, cenaze töreni... Purucaya,
İnkalarda, yiyeceklerin ya da eşyaların saklandığı kilere verilen ad... Colca,
İnkalar'ın, kesilmiş taşlarla yaptıkları ev... Callanca,
Kaynak; Science,