Nabi on yedinci ve on sekizinci yüzyıl Osmanlı dîvan şâirlerinden. Asıl adı Yusuf’ tur. 1642’de Urfa’da doğdu ve 1712’de İstanbul ’da vefât etti. Hacı Gaffarzâdeler isimli bir ulemâ âilesinden olup, iyi bir tahsil gördü. Arabîyi ve Fârisîyi bu dilde şiir yazacak kadar iyi öğrendi.
Urfa’da arzuhalcilik yaparken, vâlinin tavsiyesiyle, yirmi beş yaşında İstanbul’a gitti. Vezir, Muhasip Mustafa Paşanın dîvân kâtibi oldu. Bu sıralarda, şâir Nailî ile görüşmek sûretiyle şiir kâbiliyetini geliştirebilmek fırsatını buldu. Arapçada “yok” mânâsına gelen “nâ” ve “bî” eklerini birleştirerek “Nâbî”yi kendine mahlas yaptı.
Eserleri;
Türkçe Dîvân,
Farsça Divânçe
Hayriyye
Hayrabâd
Tuhfetü'l Haremeyn
Zeyl-i Siyer-i Veysi Münşeat
Fârisî Dîvançe-i Gazeliyât,
Tercüme-i Hadîs-i Erbain,
Sûrnâme,
Fetihnâme-i Kameniçe (Kameniçe Târihi ismiyle 1903’te basıldı).
Siyer-i Veysi ve Münşaat isimli eserleri de vardır.