Klasik modernizme yönelmiş, kübizmin öncülerinden olmuş bir usta.
Çağdaş sanatın kurucularından André Derain, 10 Haziran 1880 de Paris in güney batısında, Seine kıyısında küçük bir kasaba olan Chatou da doğdu. Ekmek ve pasta yapımıyla uğraşan babası, onun mühendislik eğitimi görmesini istiyordu. Fakat küçük Derain in eğilimi ve merakı resim sanatınaydı. Bu nedenle daha ilk ve ortaöğrenimi sırasında Jacomin adlı bir ressamdan ilk derslerini aldı. Yirmi yaşına doğru bir trende, rastlantı sonucu tanıştığı Vlaminck in onu yüreklendirmesi üzerine, yoğun bir çabayla resme yöneldi ve Carri Akademisi ne öğrenci olarak yazıldı. Orada Matisse i tanıdı. Aynı yıl Chatou da Vlaminck in özel atölyesini bir süre paylaştı. Sonradan fauvisme in ocağı olarak ün yapacak olan bu atölye, Derain de katışıksız renklere ve yalın biçimlere karşı ilgi uyandırdı. Gene de bütünüyle içgüdüsel bir yol izleyen Vlaminck in aksine Derain, düşünceyi ve geleneğe dayanan resim kültürü ön planda tutuyordu. Müzelerdeki eski ve soylu yapıtları, kalıcı değerdeki tabloları yakından inceliyor, onlara bu kalıcılık niteliğini sağlayan gizleri, çözümü güç formülleri kendi yeteneğiyle çözümlemeye çalışıyordu. Erken yaşlarda müze sanatı" nı keşfetmişti.Genellikle dinsel konuları, yalın görünümlü natürmortları içeren 1910 sonrası resimleri, kimi kaynaklarda Derain in gotik dönemi olarak anılır. İsa nın Son Akşam Yemeği , İki Kızkardeş , Paul Poiret nin Portresi ve şimdi Moskova Müzesi nde bulunan Cumartesi , onun bu dönemine özgü yapıtları sayılabilir. 1910 sonbaharında gittiği İspanya da, Codaquez de buluştuğu Picasso da onu geniş ölçüde etkilemişti.
Fovizm, (Fauvisme).
1905 - 1907 yılları arasında meydana gelen, XX yüzyılın gerçekten değerli ve özgün bir sanat akımıdır. Belirli ve kesin kuralları olan bir sanat ekolü oluşturulmamıştır. Arı renklerin abartılarak kullanılması istemi bir grup sanatçıyı ilgilendirmiştir. Peyzaj, natürmort ve insan figürleri sanatçıların değerlendirdikleri tasvir konularıdır. Uygulamalarda empresyonizm ve puvantilizm iz ve etkileri görülür.
1905 - 1907 yılları arasında meydana gelen, XX yüzyılın gerçekten değerli ve özgün bir sanat akımıdır. Belirli ve kesin kuralları olan bir sanat ekolü oluşturulmamıştır. Arı renklerin abartılarak kullanılması istemi bir grup sanatçıyı ilgilendirmiştir. Peyzaj, natürmort ve insan figürleri sanatçıların değerlendirdikleri tasvir konularıdır. Uygulamalarda empresyonizm ve puvantilizm iz ve etkileri görülür.
Resimde çiğ ve sert renkler kullanmak, bu akımın birinci özelliğidir. Bir resimde gerek ışık alan yerler, gerek mesafe bakımından uzaklıklar, sadece renk değiştirmekle gösterilir. Bu akımın sanatçılarına göre resim, düz bir yüzeye yapıldığı için derinlemesine bir arayıştan ibarettir.
Resim elden geldiğince sade ve temiz boyanmalıdır. Bu özellikleri ile fovizm pek çok kuralı yıkmış olur. Derinlik hissi, ışık, gölge, kabartma, belirli kenar çizgileri bir tarafa bırakılır. Resim iki ana özellik üzerinde yoğunlaşır. Renk şiddeti ve bunların yan yana konuluşudur. Fovizm'de hafiflik ve sevinç gözlenir.
İzlenimciliğin bir devamı sayılabilir. İzlenimcilerde pastel ve yumuşak olan renk tonları, Fovistlerde parlaklaşmış, birincilerde küçük fırça darbelerine ağırlık veren teknik ise, geniş ve tek defada oluşmuş renk lekeleri oluşturma anlayışına dönüşmüştür. Yine izlenimcilerin aksine, Fovistler resimlerinde nesneleri deformasyona uğratarak resmetmeyi amaçlamışlardır.
Fovizm'in ilk temsilcileri ;
Henri Matisse (1869 - 1954),
Albert Marquet (1875 - 1947),
André Derain (1884 - 1954),
Maurice Vlaminck (1876 - 1958),
Othon Friesz (1879 - 1949),
Raoul Dufy (1877 - 1953),
Van Dongen (1877 - 1968),
Georges Roulaut (1871 - 1958).