Adrenalin, Alm. Adrenalin (n), Fr. Adrénaline (f), İng. Adrenalin.
Böbreküstü salgı bezlerinin iç kısmından salgılanan mühim bir hormon. Buradan salgılanan diğer mühim bir hormon da “noradrenalin”dir. Adrenalin 1894; nodrenalin ise 1949’da keşfedilmiştir. Her iki hormon “katekolamin” denen maddeler sınıfından olup, bunlardan adrenalin, laboratuvarlarda sentez yoluyla elde edilen ilk hormondur. Bugün için laboratuvarda adrenaline; gerek yapı bakımından, gerekse tesir bakımından benzeyen başka maddeler de sentez edilmiş ve tıbbi tedavi alanında ilaç olarak kullanılmıştır. Bunlardan bazıları; Metaraminol, efedrin, fenilefrin v.b.’ dir.
Bu hormonlar (adrenalin ve noradrenalin) tesiriyle kalb atım sayısı, dolayısıyla nabız sayısı, atardamar kan basıncı, solunum hızı ve derinliği, metabolizma, kaslara giden kan mikdarı, kasların kasılma gücü ve kasların yorgunluk süreleri hep artar.
Yine bu hormonların tesiriyle vücudun tehlikelere karşı adaptasyonu ve başarısı yükselir.
İnsan ve çeşitli memeli hayvanlarda böbreküstü bezinden salgılanan bu iki hormonun oranları değişiktir. Çok asabileşme sırasında daha çok noradrenalinin salgılandığı, yapılan tedkiklerden anlaşılmaktadır. Kedide ve aslanda eşit oranlarda salgılandığı halde, sığır, tavşan ve kobaylarda % 85 adrenalin salgılanır. İnsanda bu oran % 90’dır. Ancak bu mukayesede düşündürücü olan bir misal var ki o da, hiç düşmanı yok veya kızmaz gibi bilinen balinada % 100 noradrenalin salgılanmasıdır.
Tıpta adrenalinin tedavi gayesiyle çok kullanıldığı hususlar şunlardır: Bazı sebeplere bağlı olarak durmuş olan kalbe, göğüs duvarı üzerinden uzun bir iğneyle kalb karıncığı boşluğuna doğrudan doğruya girilerek adrenalin zerkedildiğinde kalb yeniden çalışabilir.
Bronşiyal astımda özellikle nöbetler sırasında (ancak bir hekim tarafından ve onun kontrolünde) kullanılırsa bronş spazmının, bronş cidarındaki aşırı kanlanmanın ve şişliğin giderilmesine sebeb olur.
Ameliyatlarda çalışılan bölgelerdeki damarların üzerine damlatılırsa, damarların büzülmesine ve kan kaybının azalmasına sebeb olur. Bölgesel anestezik maddelere belli oranlarda katılarak, müdahale edilen satıhta, (anestezi) uyuşmanın daha uzun süre devam etmesini sağlar.