Krakus,
Söylenceye, göre Polonya' daki Krakov kenti kurulmadan önce bir ejderha burada yaşarmış. Kentin kurucusu sayılan kral Krakus da bu ejderhayı alt edip Wawel tepesine yerleşmiş.
Wawel ejderhası (wawel dragon) için çok daha popüler olan bir başka söylence ise şöyle: Krakus’un egemenliği döneminde şatonun altında yaşayan bu ejderha, kente sürekli zarar veriyormuş. İnsanları, hayvanları yiyor, ateşli nefesiyle her yeri yakıp yıkıyormuş. Eğer her ay genç bir kız mağarasının önüne bırakılıp kendisine sunulmazsa o ay yatıştırılamıyormuş. Ejderhayla başa çıkabilmek için her aileden bir genç kız böyle kurban edilmiş, geriye kralın kızı kalmış. Kral da elbette kızını öyle kolay kolay ejderhaya yem edecek değil ya, hemen bu işi kökünden halledebilmek için bir ödül ortaya koymuş. Her kim ki ejderhayı alt eder, öldürür; biricik kızıyla evlenmeye hak kazanır. Bu uğurda ne şövalyeler, ne yiğitler, ne kahramanlar telef olmuş..
Ama bir gün Dratewka adında bir ayakkabı tamircisi çırağı, aklını kullanarak ejderhayı öldürmeyi başarmış. İçi sülfürle doldurulmuş bir koyun postunu ejderhanın önüne atmış. Ejderha bunu yemiş ama sülfür onu öylesine susatmış ki, hemen şatonun önünden akan Vistül (Vistula) nehrinin yarısını içmiş ve sonunda patlayarak ölmüş. Dratewka da ödülüne ulaşmış, prensesle bir ömür mutlu mesut yaşamışlar. O gün bugündür ejderha, Krakov’un simgelerinden sayılıyor.