“Kelile ve Dimne”nin orijini Sanskritçe olan “Pançatantra”dır. Vişnu mezhebinden bir Brahman’ın yazdığı söylenir (MS 3.yüzyıl). Yönetenlere (hükümdarlara) öğüt amacıyla yazılmış olan bu kitap Hindistan’da bir baş kitap niteliğine kavuşur. Kitabın asıl yazılma nedeni şöyledir: Büyük İskender tüm dünyayı fethetme yolundaki yürüyüşünde Hint Meliki Fur’u yener; yerine komutanlarından Debşelim’i atar. Debşelim zamanla şımarır ve halkı küçümser. Artık iyi bir hükümdar değildir. Hakim (bilge) Beydaba (Bidpay) Debşelim’e gider, yaptıklarının doğru olmadığını söyler ve onu adalete davet eder. Karşılığında hükümdar onu hapse attırır. Sonra Debşelim insafa gelir ve Beydaba’yı-bir şartla-zindandan çıkarır: Ondan halka ders verecek ve yol gösterici olacak bir kitap yazmasını ister. Böylece bu kitap yazılır. (Denir ki bu kitabın yazılmasında Beydaba’nın da Debşelim’e tek şartı vardır: “Yalnızca bir isteğim var, o da-senden öncekilerin koruduğu gibi-bu kitabı da sizin özenle korumanızı isterim!” Ve denir ki dileği yerine getirilmiş ve kitap hükümdarın hazine sandığında saklanmış. Kitabın bugüne gelmesi bunun sonucudur belki de.)
Kelile ve Dimne’de kahramanlar insan kılığına girmiş hayallerdir(hayvanlar). Kelile ve Dimne, adını hikâyenin iki kahramanı olan Kelile ve Dimne adlı çakallardan alır. Kelile ve Dimne iki arkadaşmış. Kelile çok akıllı, dürüst, çalışkan ve iyiliksevermiş. Dimne’yse tam tersi, yalancı, tembel ve kurnaz… Dimne adlı çakal padişah (kral) aslanın önemli danışmanıdır(veziridir). İyiliksever Kelile ise aslana yardım amacıyla bir öküz (inek) getirir. Aslan zamanla öküzle (inek) yakın dost olur. Ondan akıl sorar olmuş ve sırdaşı yapmış. Pabucunun dama atıldığını zanneden Dimne öküzden kurtulmak için iftiraya başlar. Kelile’nin çabaları fayda getirmez. Olaylar şöyle devam eder: Bir gün kral odasında yalnız otururken bir ses duyar. Bu sesten korkmuş kral ama kimseye söyleyememiş. Yine bir gün Dimne kralın yanındayken aynı şey olmuş. Dimne kralın o sesten korktuğunu anlamış ve o sese (ineğe) doğru yürümüş. İşte o zaman kral, bu sesin inekten geldiğini öğrenmiş. Çok sevdiği inekle her gün oynamaya başlamış. Dimne krala bir iftira uydurmuş: “Kralım!” demiş. “Bu inek sizin tahtınıza göz dikmiş. Buna seyirci kalamazsınız!”Kralın kafası karışmış, düşünmeye başlamış. Bu kez Dimne ineğe gitmiş: “İnek kardeş!” demiş. “Kralın yanından geliyorum. Yakında seni kesip yiyecek. Benden söylemesi.” İnek önceleri pek takmamış ama sonraları kuşkulanmış. Ve bir gün kral ineğin yanına gitmiş. İnek bunu yanlış anlamış ve krala saldırmış. İşte o an kral, Dimne’nin dediklerini hatırlamış ve ineği öldürtmüş. Uzun bir süre sonra kral pişman olmuş ama Dimne’yi de suçlayamamış. Annesi bir gün kralı uyarmış: “Oğlum!” demiş annesi. “Sen Dimne’yi suçsuz görmeye devam et? Ama şunu unutma: Bugün ineğini öldürten yarın seni öldürür. Onu öldürerek canını kurtar!” Ve kral annesini dinleyip Dimne’yi öldürmüş. Kelile ise bundan etkilenip yatağa düşmüş. Sonunda ölmüş. Böylece Dimne ve Kelile adlı iki arkadaşın sonu böyle bitmiş. (Oysa Dimne öyle davranmasaydı, bir vezir olarak yaşamaya devam edecekti.)
Bu hikâyede acele karar vermenin önemi anlatır. Hem inek ve hem kral acele etmiştir. Son pişmanlık fayda etmemiştir. İşte Kelile ve Dimne alegorik anlatımlarla birçok ders verir. Olayların kahramanları hayvanlar da olsa, aslında hayal edilen insandır. Bablardan (bölüm) oluşan kitap çeşitli masal ve hikâyelerle doludur. Anlatılan her hikâye bir öğüt verir.