Arıların bitki tomurcuk ve filizlerinden topladığı çok kuvvetli anti-viral, anti-bakteriyel, anti-fungal etkiye sahip yapışkan organik bir maddedir. Arılar kovan içerisindeki besinleri, yavruyu ve kendilerini çeşitli mikroplardan (virüsler, bakteriler, fungus) korumak için propolis toplarlar ve bununla kovan içerisini dezenfekte ederler. Kovan içerisinde kapalı bir ortamda 50,000-80,000 ergin arı bir o kadar da yavru (yumurta, larva, pupa) bulunmasına, kovan içi sıcaklığın (34°C) ve rutubetin (%40-%65) de virüsler, bakteriler ve funguslar için çok ideal bir ortam oluşturmasına rağmen propolis sayesinde hastalıklara yakalanmadan 80 milyon yıldan beri yaşamlarını sürdürmektedir. Kovanın giriş deliğini kırık ve çatlakları Propolis ile kapatarak mikropların kovana girmesini ve çoğalmasını önlerler. Bir çok ilacın aktif maddesi olan bitkisel flavonoidler, antioksidanlar, biyolojik aktif maddeler ve terpenlerden oluşmaktadır.
Propolis; arılar tarafından bitkilerden toplanan, yapışkan ve 15°C'da sert ve kırılgan, 30 °C'da yumuşak ve bükülebilir, kaynağına göre siyahtan sarıya kadar değişebilen renkte bir maddedir. Ham propolisin yapısında, kaynağına göre oldukça değişmekle birlikte; %50-55 reçine ve balsam, %20-35 bitki kaynaklı mumlar, %10-15 eterik ve esansiyel yağlar, %2-5 polen, az miktarda organik ve inorganik bileşikler bulunur. Başka bir bildirişe göre propoliste %46 balsam, %27 bitkisel kökenli mum ve %15 flavon ve flavonoidler bulunmaktadır. Flavon ve flavonoidler propolise antifungal, antiviral ve antibakteriyel özellikler kazandıran maddelerdir.
Arılar propolisi; kavak, meşe, kayın, okaliptüs, akasya ve kozalaklı ağaçlar başta olmak üzere değişik ağaç ve çalılardan toplarlar. Arının arka bacağında taşıdığı propolis kovanda ancak diğer arıların yardımıyla boşaltılıp gerekli yerlerde kullanılır.
Propolis ender bulunan geniş spektrumlu antibiyotik olarak kabul edilmektedir. Klinik çalışmalarda propolisin comedo, beriberi, shingles, zosfer psorias, deri ülserine karşı çok etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca ağız yaraları, periodonditis, diş ağrısı, rhinitis, mide ülseri, nefrit, idrar yolları enfeksiyonu, influenza, diare, polypus, malignant tümör (Kanser) ve diğer bir çok hastalıkta da başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.Çeşitli kanser hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinde de önemli rol oynamaktadır.